kepaze

kepaze
حقير
خاسئ
خسيس
دني
دنيء
دون
ذليل
رديء
رذل
رذيل
سافل
ساقط
لئيم
منحط
مهين
وضيع

Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kepaze — sf., Far. kepāẕe 1) Niteliksiz, değersiz Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi... H. R. Gürpınar 2) Utanmaz, rezil 3) Gülünç 4) is., esk. Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kepaze etmek kepaze… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kepaze etmek — utanılacak bir duruma düşürmek Onu kepaze etmek için bu rolü vermişlerdi. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KEPAZE — İtibarsız, âdi, mübtezel, kıymetsiz kimse. Haysiyetsiz, şerefsiz, rezil. Hürmet ve saygıya müstahak olmıyan. * Tâlim için kullanılır yay …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kepaze — bakımsız , çirkin …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • kepaze olmak — gülünç veya utanılacak duruma düşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MAHRUZ — Kepâze, rezil, rüsvay, aşağılık, âdi. İtibarsız …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • кепец — (тур. kepaze) џуџе …   Macedonian dictionary

  • kepazelik — is., ği Kepaze olma durumu veya kepazece davranış, maskaralık, rezalet Sevda denilen kepazelik benim de başımda... A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uygunsuz kadın — is. Kötü yola sapmış kadın Bu oğlan bir kadın seviyor, çok uygunsuz kepaze bir kadın. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ensesinde boza pişirmek — 1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı. H. Taner 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor. R. N.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kepec — kèpec m DEFINICIJA razg. pejor. onaj koji je vrlo niskog, patuljasta rasta; patuljak ETIMOLOGIJA tur. kepaze …   Hrvatski jezični portal

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”